Bir pazar sabahı erken uyanan bendenizin koridorda durup nereden başlamalı diye düşündüğüm an...Evin ortasına bir bomba düşmüş sanki....Bu nasıl ne zaman hangi arada oldu bilemiyorum. Her yer her yerde...önce analiz etmek lazım.nereden başlasam ne kadar zamanda isin icinden çıkabilirim. Bir sistem ve düzende gidersem sonuca en kestirme yoldan ulaşıp basarımın üzerine oturup keyif catabilirim değil mı?Mutfakta toplanması gereken bulaşıklar,anterde buzdolabına girmesi gereken pazar arabasından çıkmış sebze ve meyveler,oturma odasında toplanması gereken oyuncaklar,balkonda toplanması gereken çamaşırlar,banyoda makineye atılması gereken cisli kakalı kıyafetler,berenin odasında toplanması gereken kıyafetler,bizim odamızda toplanması gereken kıyafetler....bütün bunların ortak noktası ne? Toplanma kelimesi.kelimenin zıttı ne dağıtma kelimesi. Demek ki dağıtma olayına çözüm bulursam,toplanma olayını da otomatikman çözmüş olacağım. Çünkü ne kadar toplarsam toplayayım yine dağılacak.Çemberin bir noktası toplamak diğer noktası dağılmak.dönüp dolaşıp gelecegi aynı nokta.o zaman dağıtma faktörlerini ortadan kaldırıp (ki bunun bas harfi beren olunca çok kolay olmayacaktır) buna da olumlu acıdan bakarsak, sorunu çözmüş olacağız.
Nasıl? Süper değil mı? Mühendislik egitiminin verdigi analitik düşünme olayının bir ev kadını profilime katkı sağlayacağını okul yıllarımda düşünsem aklıma gelmezdi.
6 yorum:
Çoğu zaman bende sizin gibi düşünüyor ve hissediyorum:)
İnsanın yalnız olmadıgını bilmesi güzel bir his :)
Dağıtmak zıttı toplamak değil eğitim bence dağıtanları dağıtmamaya eğitilebilirse toplamaya gerek kalmaz
daginiklik icerisinde ne yaratıcı projeler gelisir kimbilir.
ben de egitim sart diyorum ama biliyorsunuz ki farkli tarz bir egitimden bahsediyorum.
Çocuklu evlerin kaderi mi bu,yoksa ben çocuktan daha mı dağınığım diye sorar dururum kendime..Daha planlı-programlı-derli-toplu olmayı isterdim :)
kader diyerek insanın kendini avutması da en çok sığınılan bahane sanırım hepimiz için :)
Yorum Gönder