4 Ocak 2011 Salı

aynı tas aynı hamam


Yine yeni bir yıl geldi. Yılın son günlerinde her yıl olduğu gibi tüm yazılı ve görsel iletişim kanallarında insanlar yeni yıldan beklentileri anlattı biz de anlatılanlardan kendimize uyan varsa üçgün sonra unutacağımızı bile bile aklımızın bir kenarına not edip durduk.

Ne hikmeti varsa şu 1 ocağın, sen bütün bir yıl ense yap yerinden kımıldama hayatınla ilgili en ufak bir adım atma sonra 31 aralık geldiğinde ahkam kes. Sanki şu zavallı her daim soğuk aralık ayı lambadan çıkmış bir cin de sen de birbiri ardına sıralıyorsun dileklerini. Elinde sihirli değneği ile seni bekliyor ki üzerindeki eski püskü elbiseleri bir dokunuşla balo kıyafetine dönüştürüp , seni bekleyen yakışıklı prensin kollarında dans etmen için bal kabağını son model spor bir arabaya çevirip , seni hayallerine kavuşturacak. Ama her daim unuttuğun bir şey var gece yarısı olduğunda ,o 31 aralık 1 ocağa döndüğü anda , spor araban bal kabağına dönecek , yakışıklı prens ( o zaten prens olduğu için öyle kalabilir) gerçek prensesine sarılacak , sen de gündelik kıyafetlerinle bütün bir sene yemek kokuları içinde boğulduğun mutfağına dönmüş olacaksın. Bir sonraki 31 aralık gecesine kadar 364 gün türlü türlü yemekler pişirip, evinden dışarı adım atmadan dans ettiğin o prensin gelip seni bu köhne hayattan kurratmasını hayal edeceksin. Devam et nasıl umut fakirin ekmeği ise hayal de tembelin ekmeğidir. Bekle ! Yakışıklı prensler de zaten senin yemek kokularını takip ederek seni saklandığın bu mutfakdan çıkaracaktır. Emin olabilirsin .

364 gün yapmadığın bir şeyi neden 1 ocak da yapasın ki ? Ne kerameti var ki bu günün ? Zavallı 31 aralığın ne fazlası var ki dünyanın anlamını yüklüyorsun kendisine ? Her yıl olduğu gibi adettendir diyerekten yeni yılda da rejim yapacaksın değil mi? Bir elinde kıymalı su böreği diğerinde kaymaklı ekmek kadayıfı ile öyle homini gırtlak götür yemekleri sonra da bekle ki Victorya Secret bir daha ki yılbaşına seni defilenin kadrosuna alsın. Sen bu gece yat bir yatağa üstüne de aman sakın ha bir örtü alma rüyanda görürüsün ancak podyumu defileyi .

Hayatında bir şeyleri değiştirmek istiyorsan 31 aralığı beklemeden önce gittiğin hamamı değiştireceksin. Hiç kolay değil bir hamama alışmak. İlk gittiğinde aman üzerinden düşmesin diye sıkı sıkıya sarındığın peştamalınla bir kenarda öylece oturup allahım benim ne işim var burada dersin. Bir sıcak su dökünüp kirlerimden arınacağım diye çektiğim bu göz çilesine değer mi diye aklının bir köşesinden geçirirsin. Karşı kurnadaki teyzenin göbeğine kadar sarkmış memelerinin altını kaldırıp sabunlamasını seyrederken ayyy bana bir şeyler oluyor diye bayılmaya kalkman gördüğün görüntüden değil ortamın sıcak ve buharından kaynaklanıyordur , telaşlanma kurnadaki soğuk sudan bir tas çarp suratına kendine gelirsin.

Kurnadaki sıcak ve soğuk suyu ayarlamak çok zordur. Suyu ılıştrana kadar bir yanarsın bir donarsın. Su tam kıvamına geldiğinde ise tası doldurup doldurup kafandan aşağı döktün mü, o ana kadar yaşadığın bütün o stres sıkıntı o sularla bilrikte marmara mermerinin üzerinden akıp kanalizasyona doğru yola çıkar. Karşı kurnadaki teyzenin sarkmış memeleri hayal meyaldir artık. Sıcak ve buhar sadece vücudundaki gözenekleri açmakla kalmayıp tüm çakralarını da açarak ruhuna yeni bir göz katmayı başarmıştır. Şu an istediğin sadece sıcak göbek taşının üzerine uzanmak ve üzerinde olup da görünmeyen küçük kirlerinden kurtulmak için tellak teyzeye kendini bırakmaktır. Utana sıkıla yatarsın o göbek taşına. Kurnaların etrafında su dökünen kadınların hepsinin gözleri senin üzerinde sanarak rahatsız olursun ama kimsenin umrunda değilsindir. Çünkü herkes kendi kirinden kurtulma derdindedir ve senin çıplaklığın umurlarında bile değildir.

Öyle hiç de kolay değildir hamama alışmak. Alıştın mı da hep aynı kurnadan su dökünmek istersin. Çünkü musluğuna alışmışsındır artık. Hangi ayarda açarsan yanmayacağını veya donmayacağını bilirsin. Popon oturduğu taşa, elin tasla kafandan aşağı su dökmeye alışmıştır. O meşhur Türk Fİlminde ki şarkıda söylediği gibi o kurna dan bu kurnaya çirkef sıçramaz, sıçrasa sıçrasa su sıçrar. Tellak teyze kirlerine alışmıştır. Nereni keselerse oradan daha fazla kir çıkacağını bilir. He hafta gördüğün sarkmış memeler ve göbekler aynıdır artık seni rahatsız etmez . Nasıl olsa seninkiler de bir gün o hale gelmeyecek midir. Bu duygunun verdiği rahatlıla bir tas daha su dökersin.

Alıştığın bu hamam , bu tas öyle kolay kolay değişecek şey değildir. Hayat nasıl gidiyor diye soranlara boşuna ‘’ aynı tas aynı hamam ‘ dememiş atalarımız. Hayatında değiştirmek isetdikleri varsa yılın son gününü beklemden önce gidip yıkanacağın hamamı değiştireceksin ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi gelecektir.

5 yorum:

beyhan dedi ki...

ben daha onceki yazilarini da okudum begendim ama bu yazinda yeni birsey farkettim. rahatladikca daha rahat yaziyorsun.ikinmiyor sıkınmıyor cumlelerin. yazindaki rahatlik, okuyucuya da sirayet ediyor..
cok keyifle okudum. sarkik koca memeli teyzeler gozumde cakti okurken. galiba ciplak teyzeleri o yuzden cizdim :)
daha cok yazi yazmani bekliyoruz.. eline saglik..

beyhan dedi ki...

bir sey daha yazacagim. bu yaziyi okuyanlar kucuk de olsa yorumlarini birakirsalar ne gusel olur. yazar kesinlikle kendisi icin yazmiyor. ben de azicik yazdigim icin bunu biliyorum. baslari icin yazilir yazi. ve okundugunu bilmek cok motive edici bisey..

Yasemin Ertürk dedi ki...

beyhancım övgü dolu sözlerin için ne desem az:) yazdıkça açıldığım doğru valla , iş ki yazman için zaman bulabileyim. Eylemlerim hızla devam edecek beni izlemeye devam edin :)

Kusolmakk dedi ki...

gözümde canlanmak ne kelime, bir anda soğuk sular, bir anda sıcak sular döküldü başımdan aşağı.hem terledim,hem güldüm, gülerken kurnaya çarptı kafam, sabunum düştü o sırada elimden.kirli sulara karışıp giderken arkasından bakakaldım, sarkık memeli teyzelerin kahkaları arasında:)
Yasemincim eline diline sağlık pek keyiflendirdi yazın, neşe kattı ruhuma...

beyhan dedi ki...

aylar sonra su yorumu eklemem sart oldu. ben ne kadar ilkel ciziyormusum o zamanlar yahu.. hepi topu 7 ay..