Yemek yemek de yapmak hep bir zevk olmuştur kocam ve benim için . Gün olur yemek yeme bahanesiyle yola çıkar kilometre yaparız , gün olur mutfağa girer yeni tatlar keşfeder ve bu tatları da birilerine yedirmek için can atarız . Televizyondaki gurme ve yemek programlarını takip eder , gitmesek de, yemesek de , yapmasak da bir gün tadına bakarız umuduyla yaşar gideriz.
Bazen mutfağın kime ait olduğu konusunda tartışır , en nihayetinde ortak bir yol bulur midemizi şenlendiririz. Mutfak prensiplerimizi taban tabana zıttır. Ben yemeklerimde genellikle ölçü kullanmam hissen kalben vuku koyarım malzemeleri , kocam ise ölçü kabı olmadan mutfağa girmez. Ben tariflere pek riayet etmem ne bulsam katarım yemeğin içine , Kocam ise tarife harfiyen uymak konusunda oldukça hassastır. Kocam mutfağın kendine ait olduğunu düşündüğü zamanlarda gereken envayi çeşit kap kacak envanterini tedarik ederek ( yılda bir kerede kullanacak olsa bile) masrafdan hiç kaçınmaz , bense elimizdeki mevcut malzeme ile yapılacak yemekleri yapmayı tercih ederim. Yapacağı yemeğin usulü ne ise , ne gerektiriyorsa mutlaka kendi mutfağında olmalıdır. Benim mutfağımda ise eksik bir alet varsa o yemek yapılmaz mutlaka o aletsiz yapılacak başka bir yemek bulunur ve yapılır.
Bundan yaklaşık iki sene önce ıspanaklı kiş yapabilmek için bir tart kalıbı almış olup iki kere kullanılan bu kalıp dolapdaki yerini alarak yeni bir macera için beklemektedir. Ne zaman ki kocama elmalı tart yapma isteği gelecek o zaman ortaya çıkıp hünerlerini gösterecek diye umut etmektedir.
Bir mutfağın olmaz ise olmazı tabi ki süper doğrayıcı bıçaklardır. İlk önce alınan bu mühtiş bıçaklar oldu ki insan bu bıçakları eline alınca ne yalan söyleyeyim ayrı bir havaya giriyor . Bu bıçaklar ile soğan doğrarken kendini rahatlıkla mıchelin yıldızlı bir şef gibi hissetmen an meselesi. İçinden ' bana dünyanın bütün soğanlarını getirin hehhheyyyyttt ulan doğrıycam ' diyorsun . Yani başkalarını bilemem ama ben öyle hissediyorum.
Benim İtalya 'ya olan düşkünlüğümü bildiğinden , pizza'ya merak saldığında ise usta şefler gibi elinde açmayı öğrenene kadar merdane ile idare etmesi gerekeceği için hemen gidip bir merdane aldı. Burada mesele hamuru kıvamında tutturmak gerisi olayın süsü.Üstüne istediğin malzemeyi koy ama itiraf edeyim ben pizzaya pizza demem içinde sucuk olmayınca. Sucuk olayın püf noktası , italyan lezzetinin içinde Türk'lüğümüzü koymazsak olmaz. Hah bir de de domates sosunun inceliği var onun da püf noktası içindeki baharatlar ve sarımsak . Üç beş denemenin sonunda hamuru gayet de başarılı bir şekilde tutturduğunu buradan gururla söyleyebilirim. Artık ona italyan şef Feliciano diyorum pizza yaparken.
İş için Antepe gidip gelmesi onda Antep yemeklerine ayrı bir merak salmasına sebep oldu. Kilis kebabı yapmak için gidip bir zırh aldı. Zırhı ilk gördüğümde yeni bir yemek macerasının başlayacağını biliyordum ama bu kadar zor ve emek harcanacak bir yemek olacağını kestirememiştim. Antepli ustaların neden hep erkek olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Çünkü bu yemekler kol gücü ve sabır gerektiriyor. Bendeniz oldukça sabırsız ve aceleci biri olduğumdan hayatta kuşbaşı eti alıp da bu zırh denen aletle saatlerce uğraşarak kıyma haline getiremem. Ben kıymamı kasapdan çektirir alır gelir yemeğimi yaparım. Amma burada yidiği öldürür hakkını da veririm. Şimdi benim çektirdiğim kıyma ile bu kilis kebabı olmaz onu da bilirim. Buradaki püf nokta ise işte bu zırh ve harcanan o bilek gücüdür. Kilis kebabını yedikden sonra ise bizim İtalyan Şef Felicıano olur sana Antepli Haydar Usta. Kilis kebabının tadı damağımızda kalır ve bilemeyiz bir daha ne zaman o zırh dolaptan çıkacak ve bu lezzeti tatma olanağımız olacak.
Bir de çok uzun zamandan beri dilinde olan ekmek yapma olayı var ki bunu henüz hayata geçirebilmiş değil ama gerekli döküm tencereleri alınmış olup misafir odasında ne zaman ekmek yapımı için mutfağa gideceklerini merakla bekleme halindedirler. Ben de heyecanla yapacağı zeytinli, cevizli , üzümlü ekmeklerin hayalini kurarak o eşek ölüsü ağırlığındaki tencereleri umarım boşuna almamıştır diye içimden geçirmekle meşgulüm.
Sonuçta mutfak bazen onun bazen de benim ama genellikle ikimizin. O bazen Haydar usta , bazen Feliciano ama ben hep aynı eş Yasiyim. Ustam, Şefim ve Kocam yemek yaptıkça ben buradan size maceralarını keyifle aktaracağım. Bu aralar gezi yazısı yazamıyoruz boş kalmayalım bari yemek yazıları yazalım değil mi ?