O gün, o saatte, o sınıfta olmam her ne kadar bir tesadüf gibi
görünse de aslında oynanması gereken senaryonun bir parçasıydı. Hoca ''sen de
katılmak ister misin ?'' diye sorduğunda, biraz ürkek biraz şaşkınlıkla ''iyi
ama ben sizin öğrenciniz değilim ki'' diye cevap verdim. Ardından sahnede
kendimi verilen replikleri okurken buldum. ''Natalya Ivanovna senin, cumartesi
saat ikide amfide ol, tekstini de unutma.''
Bir kaç dakika öylece kalakaldım. Bir yanım çığlık
atıp zıplamak isterken, diğer yanım da ''Natalya İvanovna da kim?'' diye
düşünüyordu. Tekst hangi tekstti? Misafir öğrenci olarak girdiğim bu dersten,
kıskanç bakışlar altında Natalya İvanovna ile birlikte kol kola
çıkıyordum.
İnsan hayallerinin peşinden koşar. Ancak bu sefer hayal benim peşimden
koşmuştu . Yıllarca göğsümün sol köşesinde sakladığım
yasak aşk, birden kendine bir yol bulup gün ışığına çıkmıştı!
O gece hiç uyumadım. Gözlerimi kapadığım an, birden sahne ışıkları
yanıyor, alkışlar eşliğinde seyirciyi selamlıyordum. Gözlerimi açtığımda ise
gözyaşlarımı tutamıyordum.
Ertesi gün teksti başından sonuna defalarca okudum. Önce Maşa
oldum, sonra Olga, daha sonra İrina. Hatta Verşinin bile oldum. Ama hiç biri
Natalya Ivanovna kadar ben değildi.
Her prova sonrası biraz daha Nataşa oluyordum. Duruşum, bakışım,
konuşmam değişmişti. Hırçın, çıkarcı, hırslı ve şirret biri olup çıktım. Her ne
kadar rolüm az da olsa, sahneye çıktığım o anlarda sanki tüm dünya küçülüyor,
ben devleşiyordum. Hayallerim gerçek oluyordu. Varsın o “üç kız kardeş” başrolde oynasın. Ben o oyunun kötü
karakteriydim ve kötü karakterler her zaman daha çok akılda kalırdı.
O sene oyun sahnelenmedi. Bütün yazı Nataşa ile birlikte geçirdim.
Yeni sezon toplantısında içimdeki Nataşa dile geldi ve ''Hocam, ben bu sene
komedi oynamak istiyorum. Geçen sene çok yorucuydu, içim daraldı'' dedim. Bu
cümleyi kuran ben değildim! Yani ben olamazdım! Olmamalıydım! Bütün sınıfın
şaşkın bakışları altında hoca bana döndü ve ''demek ki bu sene hiç bir oyunda
yoksun, Aysun, Natalya Ivanovna senin'' dedi.
O an yuuuhhhh sesleri ve çürük yumurta yağmuru eşliğinde ışıklar
söndü, perde kapandı. Ben olduğum yere yığıldım. Hayallerim elimden uçup gitti.
Defalarca özür dilememe rağmen rolü geri alamadım. Hayatım boyunca
Aysun'dan nefret ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder